Ekonomi

Avrupa’da çiftçi protestoları

Çiftçi hareketleri son haftalarda Avrupa’nın gündeminde yer alıyor. Eylemleri değerlendiren ekonomist Hayri Kozanoğlu, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yaklaşmasının çiftçilerin sesini duyurmasına ve siyasetçilerin harekete geçmesine neden olduğunu belirtti. Küresel ekonomideki sorunların Avrupalı ​​çiftçilerin üretim ve yaşam koşullarını önemli ölçüde etkilediğine dikkat çeken Kozanoğlu, enflasyon koşullarında üretim yapmaya çalışan çiftçilerin, yeşil ekonomi nedeniyle artan maliyetler karşısında kar marjlarının düşmesinden şikayetçi olduğunu kaydetti.

Hayri Kozanoğlu, “Avrupa’da çiftçi protestoları” başlıklı yazısında dünyada tarımın güncel sorunlarını ve hareketlerle ilgili gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

“Yukarıda sıraladığımız noktalar, Avrupa tarımında ve Türkiye dahil dünya tarımında kolay kolay aşılamayacak yapısal sorunlardır. İsterseniz son dönemde Avrupalı ​​tarım üreticilerini kızdıran güncel gelişmelere bir göz atalım.

Birincisi, Ukrayna Savaşı’yla birlikte elektrik, gübre ve ulaşım maliyetleri ortalama enflasyon oranının üzerine çıktı.

İkinci olarak, başta tahıl deposu olmak üzere değerli bir tarım üreticisi olan Ukrayna, Rusya’nın işgali sonrasında AB’nin kotaları ve gümrük vergilerini kaldırmasının ardından Avrupa pazarlarına girmiştir. Bu durum fiyatları düşürdü ve üye ülke çiftçilerinin pazarlık gücünü azalttı.

Üçüncüsü, yeşil dönüşüm kapsamında gübre kullanımının yüzde 20 oranında azaltılması, tarım ilacı kullanımının yarıya indirilmesi ve organik tarım üretiminin ikiye katlanarak yüzde 25’e çıkarılması yönünde önlemler alındı. Ayrıca tarıma elverişli arazilerin yüzde 4’ünün nadasa bırakılması şartı getirildi.

Dördüncüsü, Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay gibi Mercosur ülkeleriyle serbest ticaret anlaşması imzalanarak özellikle ucuz et ithalatına yönelik bir plan açıklandı. Avrupalı ​​tarım üreticileri, Avrupa’da yasaklanan hormon, antibiyotik ve tarım ilaçlarının kullanımına itiraz etmeye devam ediyor. Aslında tarım fiyatlarında, özellikle sığır etinde Arjantin ve Brezilya ile rekabet etmek çok zor. Ancak bu konu daha kapsamlı bir tartışmayı gerektirse de, bu ülkelerin uygulanan neoliberal politikalarla sanayisizleştirildiğini ve doğal kaynaklarıyla küresel ekonomiye tutunmaya çalıştıklarını hatırlatalım. Günümüzde Brezilya sığır eti, soya fasulyesi ve demir cevheri ile tanınan bir ekonomidir.

PROTESTOLAR SONUÇ VERİR

Çiftçilerin protestoları ilk elden sonuç verdi; AB, yüzde 4’lük nadas zorunluluğunu ve pestisit kullanımına ilişkin kısıtlamaları 2024 yılına kadar kaldırdı. Berlin, dizel sübvansiyonlarını kaldırma planını gevşetti. Fransa, çiftçilere yönelik 150 milyon euroluk yardım planını açıklayarak motorin fiyat artışlarını erteledi. İtalya, başta düşük gelirli çiftçiler olmak üzere tarıma yönelik vergi ayrıcalıklarını kaldırma planını gözden geçirdiğini duyurdu. Mercosur Anlaşması’nın uygulamaya konulması da özellikle Fransa’nın muhalefeti nedeniyle rafa kaldırıldı. Kısacası çiftlik eylemleri kısa sürede sonuç verdi.

(…)

ÇİFTÇİ PROTESTOLARINA NASIL BAKINIZ?

Ancak AB’de tarımsal üretimin payı yüzde 1,4 olmasına rağmen çiftçilerin ‘Sizi besliyoruz, sofranızı donatıyoruz’ iddiası doğru. Ayrıca küresel iklim değişikliğinin gerçekliğini anlayan ekolojik bir yaklaşımla, ilerici tarım kooperatifleri ve Via Campesina Avrupa Harmony gibi kuruluşlarla organik tarım uygulayan çiftçiler de var.

Bazı çiftçiler Mercosur’la olası bir anlaşmaya gerici bir yaklaşımla yaklaşsa da ekolojik bir bakış açısı meşru olarak Şili’den Avrupa’ya binlerce kilometre yol kat eden elmalara, kirazlara ve Brezilya-Arjantin sığır etlerine karşı çıkıyor.

Çiftçi protestoları, 2018’de hızla yayılan Sarı Yelekliler hareketi gibi muhafazakar ve gerici bir ruh halinin yanı sıra haklı taleplere dayalı bir içeriğe de sahip. Bu nedenlerle, her ne kadar kendi başına ilerici bir dinamik olarak görülmese de, eşitlikçi, ekolojist, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir çerçeveden emek haklarını savunan, kapitalist küreselleşmeyi reddeden bir direniş hareketinin değerli bir bileşeni olma potansiyeline sahiptir. ve onun dayandığı neoliberal ideoloji. “Bugünkü haliyle temelimiz daha çok demokratik protesto haklarının arkasında durmak şeklinde olabilir.”

(EKONOMİK HİZMET)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu